Ozon Tedavisi

Ozon Tedavisi Nedir?

Hastadan alınan kanın, özel cihazlarla üretilen ozon gazı ile uygun oranda karıştırılarak hastaya geri verilmesidir.

Günümüzde tüm dünyada zindelik ve canlılık vermesi için kullanılan Ozon tedavisi 100 yılı aşkın süredir kullanılmaktadır.

Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmış ve yetkilendirilmiş hekimler tarafından yapılabilmektedir.

Ozon Tedavisi

Ozon gazı (O3) üç oksijen atomu içeren bir moleküldür.

Vücuda uygun dozda verildiğinde dolaşım sistemi, bağışıklık sistemi ve anti-oksidan sistemi harekete geçirir.

Bunun sonucunda plazmadaki oksijen oranı ve ayrıca dokulardaki oksijen miktarı artar.

Tüm bunlar hücrelerin iyileşmesi ve yenilenmesi anlamına gelir. Düşük dozlarda uygulandığında ozon terapisi bağışıklık sistemini güçlendirir, bedenimizin hastalıklara karşıı direncini arttırır.

OZON TEDAVİSİ NASIL YAPILIR ?

Ozon tedavisinin dozları ve sıklığı; hastanın yaşına, hastalığına ve hastalığın seyrine göre farklı parametrelere göre düzenlenir.

En yaygın kullanılan ozon terapi yöntemleri günümüzde ‘Sistemik’ ve ‘Lokal’ olarak ikiye ayrılır.

Sistemik

Günümüzde ozon terapilerde %90 oranında uygulanan en yaygın yöntem “Major Ozonterapi”olarak adlandırılır. Hastadan alınan 50-100 cc kanın, özel bir set içerisinde jenaratör tarafından üretilen ozon gazıyla karıştırılıp hastaya geri verilmesidir. Bu yöntem ortalama 20 ile 25 dakika arasında sürmektedir.

Bir diğer sistemik etkili ozon tedavi yöntemi ise “Rektal Ozon Terapi” dir. Damar yolu açılması pek mümkün olmayan bazı kişilerde bu yöntem tercih edilmektedir.

Lokal

En sık tercih edilen lokal yöntem; “Minör Yöntem” olarak adlandırılır. 2-10 cc arasında kanın vücut dışında medikal ozon gazı ile karıştırılıp, intramuskuler yoldan kas içine enjekte edilmesidir. Özellikle ağrıları olan hastalarda bölgesel yolla uygulamada yaygın olarak kullanılır.

Bir diğer lokal yöntem ise özellikle diyabetik ayak, yaralar ve kronik enfeksiyonlarda kullanılan “Torbalama” yöntemidir. Enfeksiyonlu bölge bir torba ile sarılıp vakumlanır, daha sonra bölgeye jeneratör ile ozon gazı belirli bir süre verilir.

OZON TEDAVİSİ NE SIKLIKLA YAPILIR ? NE ZAMAN ETKİ GÖSTERİR?

Ozon terapinin etki gösterme süresi hastaya ve yapılacak işleme göre değişir. Genellikle haftada 1 ya da 2 seans olmak üzere toplam 8-10 seans uygulanır. Sonrasında sürekli etki için hekimin planladığı belirli aralıklarla ozon terapi seansları uygulanabilir.

OZON TEDAVİSİNİN YAN ETKİLERİ VAR MIDIR?

Tıbbi olarak her tedavinin yan etkileri olabileceği gibi Ozon Terapinin de yan etkileri olabilir. Ancak diğer tamamlayıcı tıp yöntemlerine göre ozon tedavisinin yan etkileri oldukça azdır.

Nadiren uygulama esnasında tansiyon düşüklüğü veya alerjik reaksiyonlar görülebilir.

Ozon tedavisinin aşağıdaki sorunları olan hastalarda yapılması önerilmez;

  • Hamileler
  • Yüksek tansiyon için ACE inhibitörü tedavisi alanlar
  • İleri derecede kansızlık
  • Pıhtılaşma bozukluğu gibi kan hastalıkları
  • Hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı çalışması)
  • Kronik ve/veya tekrarlayan pankreatit
  • Sık tekrarlayan kas krampları
  • Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz (G6PD) enzim eksikliği olanlar (kalıtsal bir hastalık)
  • Ozona alerjisi olan astım hastaları
  • Yeni geçirilmiş kalp krizi (miyokard infarktüsü) ve/veya kontrol altına alınmamış kalp-damar hastalığı
  • Yeni geçirilmiş kanaması olan kişilerde ozon tedavisi uygulanmaz.
OZON TEDAVİSİ VE ANTİ AGİNG ETKİ

Ozon tedavisinin kan dolaşımı ve hücre yenilenmesi üzerindeki etkileri pek çok çalışmaya konu olmuştur. Yaşlanma ile birlikte dolaşım sistemi zayıflar, kılcal damarlarda kan yoğunluğu azalır ve bunun sonucunda vücudun bazı bölgelerinde bulunan hücreler yeterli oksijen doygunluğuna ulaşamaz. Oksijensiz kalan ve beslenemeyen hücreler ilerleyen dönemde canlılığını kaybederek kurur ve bu durum özellikle cilt dokusunda kırışıklık gibi şikayetlere yol açar. Ozon tedavisi ile vücudun dolaşım sistemi desteklenir, kılcal damarların kan yoğunluğu artırılır, vücudun tüm hücreleri oksijenden zengin kan ile beslenir ve bu hücrelerin canlılığı korunmuş olur.

Güzelliğe Giden Yol

Prof. Dr. Mehtap Çınar ve tecrübeli ekibi, güzelliğe giden yolun kapılarını sizlere aralıyor.